Vali Seddar Yavuz, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Günü dolayısıyla, tarımsal üretimi geliştirme amacıyla Malatya İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde düzenlenen Tohum, Fide ve Ekipman Dağıtım Törenine katıldı.

Törene; Vali Seddar Yavuz’un yanı sıra Turgut Özal Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Recep Bentli, Vali Yardımcısı Talat Tabur, Battalgazi Kaymakamı Erkan Savar, Yeşilyurt Kaymakamı Kutsal Baytak, Büyükşehir Genel Sekreter Yrd. Nusret Mum, ilgili kurum müdürleri, STK temsilcileri ve çiftçiler katıldı.

Törende bir konuşma yapan Vali Yavuz, tarımsal üretimin sürdürülebilirliğine ve çiftçilerin tarımın her alanında gösterdiği özveriye vurgu yaptı. Vali Yavuz, "Sözlerime, Dünya Çiftçiler Günü vesilesiyle tüm çiftçilerimizin gününü en içten dileklerimle kutlayarak başlamak istiyorum. Sizleri sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

Hepinizin bildiği üzere, 6 Şubat tarihinde yaşadığımız deprem, tarihimize “asrın felaketi” olarak geçti. Bu büyük afet, sadece evlerimizi, iş yerlerimizi değil, en sevdiklerimizi de elimizden aldı. Ardından ise bir başka felaketle, zirai don olayıyla yüzleştik.

Ancak tarih boyunca olduğu gibi, milletimizin birlik, beraberlik ve kardeşlik ruhu, bu zor zamanlarda da kendisini göstermiştir. Sevgi ve dayanışma medeniyetimizin en güçlü yansımalarından biri olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti bütün imkânlarını seferber etmiş, şehrimiz her geçen gün yeniden ayağa kalkmaya devam etmiştir.

Şu an Malatya’da yaklaşık 100 bin 500 konut ve iş yerinin inşası sürüyor. Bu, neredeyse 500 bin nüfuslu yeni bir kentin yeniden inşası demektir. Ayrıca 977 farklı noktada 15 bin 500 kırsal konutun yapımı devam etmektedir.

Değerli Misafirler,

Küresel iklim değişikliği, dünyanın gıda kriziyle karşı karşıya kalmasına neden oluyor. Kentleşme, sanayileşme gibi nedenlerle verimli tarım arazileri ne yazık ki imara açılıyor. Oysa tarım alanlarımız geleceğimizdir. Verimli tarım arazilerimizin imara açılmasına izin verilmemelidir. Bu konuda Tarım Bakanlığımız titiz bir politika yürütmektedir; ancak bu görev yalnızca devlete değil, 86 milyon vatandaşımıza düşen bir sorumluluktur.

Kırsal nüfusumuz giderek azalmakta, çiftçilerimizin tarımdan geçinmeleri zorlaşmaktadır. Türkiye’de tarım alanlarının %70’i 50 dönümün altındadır ve bu küçük ölçekli üretim, verimlilik ve rekabet açısından zorluklar oluşturmaktadır.

Bu nedenle;

1. Tarım arazilerinin miras yoluyla parçalanmasının önüne geçilmeli,

2. Yeni tarım teknikleriyle verim artırılmalı,

3. Tarımı daha kazançlı hâle getirecek yollar aranmalıdır.

İşte bu politikaları Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde uygulamaya devam ediyoruz.

Malatya’da yaklaşık 950 bin dekar alanda kayısı üretimi yapılmakta. Yeni sulama tekniklerinin kullanılması, suyun daha verimli tüketilmesi tüm üreticilerimizin faydasına olacaktır.

Don hadisesinin ardından Sayın Cumhurbaşkanımız ve Tarım Bakanımız konuya bizzat eğildi. Bizler de ilk andan itibaren tüm paydaşlarımızla bir araya gelerek süreci koordine ettik. Kesinlikle paniğe kapılmadan, bilimsel yöntemlere başvurarak hareket ettik. İlk etapta ağaçların kuruduğu, artık verim alınamayacağı düşüncesi hakimdi. Ancak bilim insanlarımızın ve teknik ekiplerin saha çalışmaları sonucunda ağaçlarımızın toparlanma sürecine girdiğini memnuniyetle müşahede ediyoruz.

Temennimiz odur ki, bu don sadece bu yıla mahsus kalsın ve 2026 yılında kayısıdan beklenen verimi alalım. Ancak bu tür afetlerde sadece destek beklemek yerine, TARSİM gibi %70’i devlet destekli tarım sigortalarına entegre olunması gerektiğini de önemle vurgulamak istiyorum.

Mazot, gübre, tohum ve fide destekleriyle üreticilerimizin yanında olduğumuzu bir kez daha ifade etmek isterim.

Ben de bir köyde büyümüş, şeker pancarı ekmiş, sökmüş, bir ailenin evladı olarak, çiftçilik mesleğinin ne kadar meşakkatli olduğunu çok iyi biliyorum. Tarım, birçok dış etkene bağlı olarak yapılan zorlu bir uğraştır. Yağmur yağmazsa verim olmaz, don olursa mahsul gider, üretirsiniz ancak bu defa pazarlama sorunu çıkar. Ancak yine de alın teriyle yapılan bu iş kutsaldır.

Tüm çiftçilerimize minnettar olduğumuzu, her zaman yanlarında olmaya devam edeceğimizi açık yüreklilikle bir kez daha dile getiriyorum.

Bu süreçte bize destek olan; Turgut Özal Üniversitesi Rektörümüze, Ziraat Fakültemize, Kayısı Araştırma Enstitüsü uzmanlarımıza, Tarım İl Müdürlüğümüze, borsa başkanımıza, belediyelerimize ve tüm paydaşlarımıza ayrı ayrı teşekkür ediyorum.” İfadelerini kullandı.

Program, çiftçilere zirai ekipman, fide ve tohumların dağıtımının ardından toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi.