KÜLTÜR VE MEDENİYET DEĞERLERİNİN YAŞATILMASI, SAHİPLENİLMESİ GELECEK KUŞAKLARA AKTARILMASI DA ÇOK ÖNEMLİDİR.
Her yıl mayıs ayının ikinci haftası olarak kutlanan Vakıflar Haftası münasebetiyle Vakıflar Malatya Bölge Müdür V. Azra YAVAŞOĞLU, Vakıflar Malatya Bölge Müdürlüğü çalışanları, bazı vakıf temsilcileri ile birlikte Vali Toprak’ı makamında ziyaret etti.
Bu sene 8-14 Mayıs'ta kutlanacak olan Vakıflar Haftası münasebetiyle makam ziyaretinde bulunan Vakıflar Malatya Bölge Müdür V. YAVAŞOĞLU yaptığı konuşmasında “ Sayın Valim, bizi makamınızda kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz, “İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın” diyen bir ecdadın torunları olarak bizler vakıf kültürünü, vakıf bilincini, vakıf ruhunu yaşatmak için elimizden gelen gayreti sarf ediyoruz. Her sene farklı bir temayla kutlanan Vakıf Haftamızın bu seneki teması “Vakıf Medeniyeti Kudüs” olarak belirlendi. Biz Müslümanlar için kutsal üçüncü şehir sayılan Kudüs vakıflar aracılığıyla imar edilmiştir yani Kudüs için birçok vakıf kurulmuş ve bu vakıflardan gönderilen paralarla şehirde birçok vakıf eseri yapılmıştır. Bu seneki tüm etkinliklerimizi de bunun üzerinde durup, bu etkinlikler sonucunda gelecek nesillere vakıf kültürünü, vakıf medeniyetini anlatmak temennisindeyiz. Biz Malatya Vakıflar Bölge Müdürlüğü çalışanları olarak üzerimize düşen sorumluluğun ve vebalin farkındayız. Bu yüzden de vakfiyeler de yazan hayır şartlarını yerine getirmek için çalışmakta, bunu içinde gayret sarf etmekteyiz. Sizin de desteklerinizle şahsınızda tüm vakıf dostlarına bize verdikleri destek için teşekkür etmek isteriz Vakıf Haftası münasebetiyle tüm ülkemize hayırlı olmasını dileriz” dedi.
Vali Toprak, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek "Vakıflar Haftası'nın İlimize Ülkemize ve vakıf eserleri ile ilgili tüm vakıflarımıza, insanlarımıza, medeniyetimize hayırlar getirmesini diliyorum. Vakıflar bizim için çok önemli, çünkü bizim vakıflarımızın temeli aslında medeniyetimizle birlikte oluşan önemli bir varlık, dolayısıyla biz kendi kültürümüzden, medeniyetimizden bahsediyorsak aynı zamanda bu kültürü ve medeniyeti yaşatan ve yaşatmak için kurulan Vakıfları da mutlaka dikkate almamız gerekiyor. Vakıflarımızın temeli, medeniyetimizin temeli kadar da geriye gidiyor. Bu noktada medeniyetten ve kültürden bahsediyorsak medeniyeti ve kültürü gelecek kuşaklara her bir noktadaki yaşam alanından bir sonraki yaşam alanlarında o kültür medeniyeti Vakıflar gibi çok önemli kuruluşlar ve o vakıflarımızın üstlendiği misyon ile birlikte hem yeni medeniyet unsurlarını ve vakıf anlayışı içerisinde ayakta kalabilecek unsurları yaşatmak ve hem de o medeniyet kültürlerini toplumla özdeşleştirmek sahiplenme duygusunun da ortaya çıkarabilmektir. Buradan baktığımızda yapmak önemlidir ama yaşatmak da önemlidir. O anlamda bu kültür ve medeniyet değerlerinin yaşatılması sahiplenilmesi gelecek kuşaklara aktarılması da o anlamda çok önemlidir. Bu yapılırken de şüphesizdir ki yapılış amaçlarına göre paylaşma, yardımlaşma duygusunun da vakıf medeniyetinin vakıflarımızın temelinde yer aldığını da görüyoruz. Dolayısıyla bu sadece bir maddi varlık oluşturmak ve kültürel simge oluşturmak değil aynı zamanda inancımızın, medeniyetimizin, kültürümüzün en önemli ögelerini de bu anlamda insanlar arasındaki yardımlaşma paylaşma birlikte kullanma anlayışına sahip kılmaktır. Bu anlamda bu Vakıflar haftalarında yıllar içerisinde yapılan bu kutlamaların gündeme getirmenin de bu anlayışı özellikle yeni yetişen nesillere aktarmak noktasında önemli bir katkı sağladığını da görüyoruz. Bu nedenle Vakıflar Genel Müdürlüğümüze, Devletimize, Bakanlıklarımızın ve yerelden ya da ülke genelinde oluşan tüm Vakıflarımıza da burada bu anlamdaki tüm katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Tabii ki kurumsal bir yapı içerisinde Vakıflar Genel Müdürlüğü, Vakıflar Bölge Müdürlükleri ve tüm oluşumlarımız olmakla birlikte onların şahsında gerek kadim Vakıflarımızın, geçmişte kurulan ve bugüne gelen Vakıflarımızın hayatiyetini sürdürmesi, gerekse yeni anlayış içerisinde yeni vakıfların kurulması ve bu manada zenginliğimize zenginlik katması da çok önemlidir. Şimdi baktığında burada tüm Vakıflarımızı olmasa da bu haftaya özel ziyarete konulacak şekilde Vakıf Temsilcilerimizi de burada görüyorum, bu anlamda sizlere de çok teşekkür ediyorum. Burada olan ya da olmayan bir taraftan kültür ve medeniyet değerleri ortaya çıkarma bir taraftan o vakıfların kuruluş amacına baktığımızda ki paylaşma ve yardımlaşma, sevgi ve kardeşlikle birlikte hareket etme, insanlara dokunma, insanlığı daha ileriye götürecek o kadim ile birlikte buluşturmak noktasında önemli hedeflerimiz var. O anlamda hem resmi statüdeki koruma kollama anlayışı, bir taraftan da bunu zenginleştirecek, bunu daha da güzelleştirecek yeni vakıf anlayış içerisinde sizler tarafından bu anlayışın ortaya çıkarılması çok önemlidir, onun için sizlere de çok teşekkür etmek istiyorum. Bizlere düşende de bu kadim medeniyet unsurlarını yaşatan paylaştıran kardeşliği, sevgiyi içimizdeki tüm insani duyguları terennüm ettirecek şekilde vakıfların kuruluş gayeleri olduğuna göre bu manada bize düşen de ilave katkılarla desteklemektir, önlerini açabilmektedir, yeni faaliyet alanları ile birlikte insanlığa faydalı olacak şekilde desteklerimizi ortaya çıkarmaktır. Dolayısıyla bir taraftan resmi çalışmalar yapılırken diğer taraftan da Vakıf kuruluşlarımız aracılığıyla özel kamu hiç fark etmez o amaçla matuf çalışmaları gerçekleştirebilmektir. Baktığımızda belki Malatya olarak çok vakıf eserlerine sahip değiliz, mevcut tarihi eserleri aldığımız gibi geleceğe aktarılması da bizim sorumluluğumuz altındadır. Hep birlikte gerek bu vakıf eserlerinin medeniyet kültür değerlerinin yaşatılması, sahiplenilmesi, restorasyonu, onarımı da dahil olacak şekilde ayakta tutularak sonraki kuşaklara atılması, gerekse o vakıfların zaman içerisinde kuruluş gayelerine hizmet edecek şekilde işlevlendirilmesi de hepimizin ortak gayesi olmalıdır. Baktığımızda hakikaten Türkiye'de vakıf eserleri, vakıf çalışmalarının önemli bir noktaya geldiğini de görüyoruz, şunu da ifade etmek gerekiyor ki bizim Aziz Vatanımız binlerce yıldan beri üzerinde insanlarımızın, inanç kültürümüzü, medeniyet kültürümüzü, değerlerimizi yaşatan, yaşatmaya çalışan bir bütündür. Bir toprak parçası bizim için kutsaldır, şehitlerimizin kanlarıyla suladığı aziz mübarek şekilde kutsanmıştır o anlamda ifade ediyorum. Şüphesiz ki tüm bu toprak olarak ifade ettiğimiz ülkemizin aynı zamanda toprakla birlikte özdeşleştirecek o onu anlamlı kılacak değerlerdir. Bu değerlerin işin doğrusu vakıflarımızın da geçmişten bugüne getirdiği eserlerle teçhiz edildiğini zenginleştirdiğini görüyoruz. “Vakıf medeniyeti Kudüs” adı altında özel bir tema seçilmesi çok anlamlıdır. Aslında bizim Türk-İslam kültürünün inancımızın, geleneklerimizin, değerlerimizin, geçmişten bizim tüm kadim medeniyetimizin hangi amaçlarla yola çıktığını ve insanlığa dünyaya inanca değere kültür ve medeniyete hangi katkılar sağladığının da aslında özel bir temasıdır. O anlamda bizim Selçuklu Medeniyetimiz, Osmanlı medeniyetimiz, inanç kültürümüz hem bir taraftan “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” çünkü onu güçlendiren ziyadeleştiren ve önemli kılan bir unsur, diğer taraftan da insanlığa bir nevi yol açıyor, yol gösteriyor. Bugün baktığımızda Kudüs ve civarı, Ortadoğu coğrafyası, kanlarla, savaşlarla, sıkıntılarla kaynıyor. Kudüs ve çevresi baktığımızda sıkıntılarla yürüyor ama Osmanlı'nın orada görev deruhte ettiği zamanlarda Hükümdarlığı altında olduğu zamanlarda özellikle devlet yönetim sistemi ile orada kurulan vakıflarla birlikte onların ortaya çıkardığı Medeniyet unsurları ile birlikte tüm insanlığı sahiplenme ve o vakıfların kuruluş amaçları ve birlikte orayı öyle bir yönetiyor ki oradaki insanlar arasında bir dengeyi sağlıyor, güzellikleri paylaştırıyoruz ve baktığımızda da o hükümranlık ve otorite zamanında çok önemli insanlığa, sevgiye, kardeşliğe ve temelinde inancımıza çok önemli değerlerin Vakıflar ve Vakıf medeniyetleri aracılığıyla katkı sunulduğunu da görüyoruz. Onunla da gurur duyuyoruz, oralarda bizim kadim geçmişimizin, kadim insanlarımızın özellikle vakıflar aracılığıyla yapılan güzelliklerini gördüğümüzde hepimizde gururlanıyoruz işin doğrusu ve belki de biz oralardan elimizi, eteğimizi çektikten sonra oradaki karışıklıkların son hadde geldiğini, adeta yaşanmaz bir noktada savaşların, kargaşaların, sıkıntıların ortaya çıktığını görüyoruz, ibretle izliyoruz. O anlamda biz bir taraftan kadim geçmişinizle, değerlerimizle, medeniyetimizle, kültürel değerlerle övünüyoruz, diğer taraftan da ifade ettiğimiz ve bugün haftasını kutladığımız kurulan vakıflarla, vakıf medeniyetleri eserleri ve o vakıfları yöneten ruhla insanlarla birlikte gurur duyuyoruz. Bu anlamda bu haftanın da önemli katkılar sağlaması, insanlarımızın arasındaki birliği, beraberliği, sevgiyi, kaynaştırıcı bir katkı sağlamasını, insanlara dokunabilmek insanların hissiyatı ile hissi anlatması anlamında da önemli katkılar sağlanması ve o bilinçlenme ile birlikte hem yine vakıfların kurulması hem mevcutların ayakta tutulması, idame ettirilmesi, yaşatılması eserleri ile birlikte önemli bir katkı sağlayacaktır. Sadece olayı bir bina yapımına, bir külliye yapımına, bir han, hamam, kervansaray yapımına bağlamamak lazım tüm bu eserleri içinde yapılan ve yapılacak faaliyet hareket mesajlarla birlikte insanlarda bir nevi katkı sağlamayı da amaçlamak gerekiyor ki onun için vakıflarımızı da sahipleniyoruz hem değerleriyle hem değerlerin oluşturduğu insanlara dokunma altyapısıyla, tekrar teşekkür ediyorum geldiğiniz için, inşallah hayırlı uğurlu olur" dedi.
